Teknede Tuvalet !

Merhaba ! 

Madem kadın gözüyle teknede yaşamdan bahsediyorum, motor, elektrik, elektronik ve diğer cihaz ve donanımlardan ve bunların bakımı veya sorunlarından teknik anlamda söz etmeye soyunmayacağım elbette, ama şunu söylemeliyim ki teknede 5 duyunuz sürekli aktif olmalı.

Burnunuz farklı kokuları anında algılamalı, sıra dışı sesleri kulaklarınız , olmadık yerde beliren ıslaklıkları da gözleriniz derhal tespit etmeli mesela. Gözlem ve kontrolleri belli aralıklarla ve zamanla kendiliğinden oluşan bir rutinde yaptığınızı göreceksiniz.

Kaptanın notu:” Miçonuzu başak burcu seçerseniz rahat edersiniz”.

Bu takip ve gözlem hali sadece tekneyi dinlemek değil, teknede ağırladığınız konuklarınız için de geçerli.. Hatta tuvaletteyken de dinleyip takip etmeli. Uyurken bizim bir kulağımız hep açık.

Konumuz, bilmeyenler için kabus olan teknede tuvalet kullanımı davranış bilimlerine giriş :).

Teknede tuvalet kullanımı davranış bilimlerine giriş :)


Eve gelen misafirinizi çok ama çok uzun süre ortadan kaybolmadığı sürece, tuvaletin kapısına gidip de;  "iyi misin ? her şey yolunda mı ? bir şeye ihtiyacın var mı ?" diye sorguya çekmezsiniz ama teknede bu işin belli bir süresi var ve o süre aşılırsa, sessizlik varsa veya aksine çok fazla ses geliyorsa bilin ki bir sorun vardır. 

İlk tepki "hayır her şey yolunda" şeklinde olacaktır. Bir süre etrafta başka işler yaparken takibe devam ediniz, hala şüpheli süreç devam ediyorsa ciddi bir müdahalenin vakti gelmiş demektir.

Özellikle ilk kez tekneye gelmişse misafir, ben önce tatlı tatlı sakinleştirmeye ve bağ kurmaya çalışıyorum . Kamarasını, kullanabileceği dolapları, nasıl yerleşmesi gerektiğini,  acil ihtiyacı olabilir veya tuvalet efsanesini merak edebilir düşüncesiyle de baştan tuvaleti nasıl kullanacağını anlatıyorum, ki bu kısım genelde unutuluyor. 

Kamaraya kapanış, yerleşme, tekneye gelmeden okunan bir kaç denizcilik makalesinden akılda kalan bilgi kırıntıları (en çok da tuvalet kabusu yazıları), eş dosttan alınan uyarılarla birlikte "ben nereden geldim buraya, deniz, güneş, tekne, tatil oh mis gibi olacaktı her şey ama şu an çişimi bile yapamaz haldeyim" haline dönüşüyor durum, tekne tuvaleti ile tanıştıktan sonra.

Dahası, 2-3 gün tutanlar, karaya çıkalım artık diye tutturanlar, demirden önce kendini suya atanlar, sonra kendini tutamayıp 20 küsür knotlarda yelken seyrinde aşağı inmeye çalışanlar...

Tekneye gelen konuğu önce yalnız bırakıp sakinleşmesini bekliyorum. Daha sonra kendini rahat hissedeceği konulardan sohbet açıp tekrar tuvalet mevzusuna geliyorum ve bir küçük turla tekrar anlatıyorum. Hatta duruma göre "hadi sen gir bir dene bakalım" deyip yolluyorum. Nadiren bir-iki seferde çözmüş oluyorlar. Kimisi bir kaç denemede çözüyor ama sonra yine unutuyor kullanmayı. O noktada misafir banyosundaki kovaya gözünü kestiren olabiliyor, hani evdeki gibi bir kova suyu boca edersem bu dertten kurtulurum niyetinde olabiliyorlar. " E klozet evdeki gibi görünüyor, farkı bir kol, vana ve pompa ama sonuçta bu su gidiyor işte" düz mantığına ulaşması an meselesi misafirin. 

Yavaştan ortama ve teknedeki bana alıştığını hissettiğim anda başlıyorum;

Benim dış ses : "arkadaşım hiç utanma lütfen, bundan doğal ne olabilir, ben ne şekiller gördüm, bizi de doktor gibi düşün, bu bizim işimiz, görevimiz, alışkınız hem. “ 

Misafirin iç ses : “ne diyor bu ya, amma da kaka muhabbeti yaptı, daha ilk günden insanın kıçıyla bu kadar uğraşmak nedir” 

Benim dış ses : “Hepimizin ve teknenin güvenli ve konforlu seyri için tuvaleti kullanmayı unutursan, yanlışlıkla  içine bir madde atarsan  lütfen dur, hiç bir şey yapma, klozetin kapağını kapat, kapıyı aç ve beni çağır,  ben hallederim", o noktada misafir içten içe saydırmaya başlıyor işte.

Misafirin iç ses : " alt tarafı tuvalet, hepimizin rahatı, teknenin güvenliği, hede hödö amma uzattı bu kadın da, ne çok ciddiye aldı, sanırsın uzay gemisini idare ediyor"..

Bir de şöyle şeyler oluyor ; 

“Çocukken amcamın teknesine giderdik oradan biliyorum” olmaz canım. 

“Ne var canım geçen yaz pandemide iki aile tekne kiraladık, onun tuvaleti de böyle bir şeydi işte” hayır cicim.

“Kocacım, miço bana anlattı, gel ben de sana öğreticem tuvaleti kullanmayı” yapma kuzum. 

Kan ter içinde kalmış nice yiğitler ve eserler gördü bu gözler, o iş öyle olmuyor canım benim. 

Çekilin ben miçoyum !


“Bizim teknenin tuvaleti de manuel, sizinki nasıl çalışıyor, seyre çıkmadan bir gösterir misin ?” hah şimdi rahat bırakabilirim.

Bizim teknede, master kabinde elektrikli, diğer iki kamaranın kullanması için bulunan misafir banyosunda ise manuel olmak üzere iki tuvalet mevcut. Elektrikli olanın, bozulduğunda tamiri ve değişimi daha maliyetli olacağı düşüncesiyle misafir tuvaletimizde manuel tuvalet sistemi kullandık. Malumunuz, marin işler maliyetli uğraşlar. Daha da önemlisi tıkanmış bir tuvalet güvenli ve konforlu bir seyir için ciddi sorunlar yaratabiliyor. Güvenlik sorununu aştık diyelim, seyir bitip herkes evine dönerken tekne sahipleri marin formda kesilmiş faturaları ödemekle meşgul oluyor.

Aslında tüm düzenek, bir pompa kolu ve suyun faaliyetini yönlendireceğiniz mandaldan ibaret. Mandalı sağa at ve pompala klozet boşalsın. Mandalı sola at pompala klozet yıkansın. Kolu kilitle ve işin bitti. Ancak bu sistemler o kadar ince borularla donanıyor ki bırakın tuvalet kağıdını, yuttuğunuz kiraz çekirdeği bile seyrinizin başlamadan bitmesine hatta seyrin ortasında her şeyin kabusa dönmesine sebep olabiliyor.

Elektrikli mi manuel mi, hangi model tuvalet tercih etmeli konusu internette bolca işlenmiş durumda. Teknenize ve sizin tekneyi kullanma biçiminize göre en uygun olanı seçmek için araştırabilirsiniz.

Başıma bir iş gelemeyecekse mavi kart konusunun da kıyısından dolanmak isterim. Biz dahil tanıdığım pek çok denizci suya kavuşan kakayı dert etmiyor. Zaten emin olun, o kaka dibi görmeden balıklar tarafından afiyetle yeniyor. Doğa döngüsünü sağlamaya devam ediyor. "Ay ben kaka yemiş balık yemek istemiyorum" derseniz, ben de size, yediğiniz sebzenin meyvenin keçi gübresiyle mi, inek gübresiyle mi, yoksa solucan gübresiyle mi beslendiğini sormak isterim. Asıl tartışılması ve üzerinde düşünülmesi gerekenin, mutfak ve banyodan doğruca denize karışan şampuanlı, sabunlu, deterjanlı atık suların, vücutlara sürülen kimyasal güneş kremleriyle denize girilmesinin olması gerekmez mi ?.

Biz dönelim tuvalet konumuza, bir tekneye misafir olacaksanız, tekne sahiplerinin anlattıklarını dikkatlice dinleyin, dikkate alın. Unutursanız tekrar tekrar sorun. Sorunla karşılaşırsanız klozetin kapağını kapatın ve  yardım isteyin.Ha bu arada sakın ha sabaha kadar beklemeyin uyuyoruz diye, başta da söylediğim gibi bizim bir kulağımız hep açık uyuruz, zaten pompanın sesi, hidroforun sesi başının dertte olduğunu anlatır bize, sessizce bir süre bekler takip ederiz. Ama sadece bir süre :) 

Ben teknenin tuvaletini misafir gelmeden önce uygun deterjanlarla temizliyorum. Islak mendil, kağıt havlu, kumaş havlu, sıvı sabun, katı sabun ve çöp kovasını kolayca ulaşabilecekleri bir yere koyup yerlerini gösteriyorum. Güvenlik nedeniyle demirdeyken tuvalate girilmesine müsade ettiğimizden, lumbozu da havalandırma için mutlaka açık bırakıyorum. Ekstra hassas bir misafirse gelen,  tuvaleti kullanmadan önce ve sonra nasıl temizlik yapması gerektiğini de anlatıyorum.

Gelin görün ki tuvaletteki o dolaplar çoğunlukla meraka yenik düşülüp açılıyor, klozet evdeki gibi temizlenmeye çalışılıyor. Hiç bir iz bırakmadan sıyrıldım sanılıyor, ama anlıyorum :).Çoğu zaman da söyleyemiyorum, çünkü çoğunlukla müthiş bir alınganlıkla karşılaşıyorum. Ben de belli etmeden arkasından kontrol edip temizleyip toparlıyorum. Özellikle aynalı kapaklı bir dolap kapağımız var ki çok popüler. Sürekli tamir ediyoruz:) 

Oh mis gibi !


Tuvaleti pırıl pırıl kullanan da oluyor, saçlarını kıllarını tüylerini saçan da.. Kimi kendi evi gibi sahipleniyor, hatta kapısını sürekli kilitli tutuyor, ki güvenlik için istemediğimiz bir durum, kimi her şey dahil otel hizmeti bekliyor. Düzenini beğenmeyip akıl veren de oluyor.

Arkadaşını tatilde tanırsın ya hani, teknede tomografisini çekip terapiye alıyoruz zaman zaman. Biten arkadaşlıklar bile olabiliyor alınganlıklar ve bazen de patavatsızlıklar yüzünden. Öte yandan hızlıca yakınlaşmayı gerektiren “misafirin tuvaletine müdahil olma” meselesi dostlukların pekişmesine ve neşeli dialoglara da ortam sağlıyor, onlarca anı bırakıyor bize :) 


Evinizde, hiç düşünmeden  bir butona basarak hallettiğiniz sıradan bir eylem olan tuvalet kullanma hadisesi, teknenin ve mürettabatın güvenli ve keyifli bir seyir yapması için işte bu kadar önemli ve hassas bir konu. Daha konuşulacak detayları da var ama sonraki yazılara bırakalım şimdilik. 



Denizin altında, üstünde, yanında, yakınında olmanız dileğiyle..

Yelkenli Evim ⛵










Yorumlar

  1. Adsız9/01/2022

    Müthişsin Melda, ne güzel ifade etmişsin durumj😍👏

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

“Beynelmilel Ehliyet !”

Mykonos Makarnası !

Tekne Misafiri Bohçası !

Baş Üstünde Kadınlar !