Tekne Misafiri Bohçası !

Mevsimine göre yaz veya kış, gittiğin yere göre otel veya çadır fark etmez, tatile giderken yanına 3 şeyden fazlasını alırsın, burası kesin bilgi.

Hanımların abarttığı, beylerin unuttuğu tatil çantaları, tekneye misafir olmak üzere hazırlanırken mevsim ve mekanların ötesinde farklı özen ve dikkat ister. “Kısmete kaçma bohçası” ölçü olarak referans alınabilir.

 


Bol feetli, mürettebatlı motoryat ve yelkenlileri bilemem ancak ortalama bir yelkenli tekneye misafir gitme hadisesinde çantanı hazırlarken aklında arkadaşının minnak ve imkanları kısıtlı evine misafir gittiğin hep olsun ki sonra bavulun kucağında davulun olmasın. Aklın karıştığında ise önce kendi evine gelen misafiri düşün, düşündükten sonra koy cebinde bir yerde dursun, sonra bu evin denizin üstünde ve belki de senin salonun kadar bir alanda, kısıtlı enerji kaynaklarıyla, aslında hemen hemen evde yaptığın her şeyi yapabildiğin, ama her zaman yapamadığın bir ortamda, işlerin belli kurallar ve disipline göre yürüdüğünü de bilmelisin.

 

“Ay başım ağrıdı, sende ağrı kesici ne var ? Şu ilaçtan neden almıyorsun tekneye ? Kulağımda bir çınlama, ne yapabiliriz acaba ?”

 

“Sen dur şimdi ben hepsini hallederim, uzan bakalım şöyle kokpit masasına, elim değmişken gıdının fazlasını da alıveririm şekerim.”

Tekne sahibi olmak yarı doktor olmak demek değildir. Temel ilk yardım ve genel rahatsızlıklar için bulundurduğumuz ilaçların kullanımı sonucu oluşabilecek yan etkilerinden kendiniz sorumlusunuz. Her bünyeye göre ilaç bulundurmak istersek, Göçek`te ecza-tek adıyla bir kayık gezdirmeyi düşünebiliriz (bir bu eksik kaldı galiba).

Düzenli olarak aldığınız  ilaçlarınız varsa sakın ola unutmayın, zira denizin ortasında nöbetçi eczane bulmakta zorlanabiliriz. Biz ecza kutumuzu olabildiğince kapsamlı tutmaya gayret ediyoruz, ancak teknede oluşabilecek rahatsızlıklar (mide bulantısı, baş ağrısı, sindirim sorunu, sinek böcek ısırması, alkol sonrası vb) için kendinize özel kullandığınız ilaçlarınız ve alerjik durumunuz varsa bu ilaçlarınızı lütfen yanınıza alınız.

 

“Atm `den para çekemedim, lazım olur mu ? Ya benim vize sürem bitmiş, napıcaz şimdi ? Denizin ortasında kimlik filan da soran olmaz değil mi ?”

 

 “Ay dert ettiğin şeye bak, biz zaten bankanın hortumunu tanklardan birine bağladık, çekiyoruz da çekiyoruz, yalnız vakum yönünde bir terslik var onu çözemiyoruz. Hem ayrıca, Kaptan dediğin zaten konsolos yarısı demek, vizeyi ondan alırız, kimliğini sorana da tanımıyoruz yolda bulduk deriz canım benim.”

 

Tekne sahibi olmak zengin olmak demek değildir. Kaptan dediğin figür bir elinde purosu, diğer elinde viskisi teknede salım salım salınıyor olabilir izlediğin filmlerde ama bizim senaryoda böyle bir aktör maalesef bulunmamaktadır. Denizde de karadaki gibi ülke içinde kimlik sorgulaması yapılır, yurt dışı çıkışlarında da uçağa binip giderken ne yapıyorsan aynı kurallar geçerlidir, hatta fazlası vardır.

 

Pasaport, kimlik, ehliyet, kredi kartı, seyre gideceğiniz yer cinsinden nakit para cüzdanınızda olması gerekenler. Ve tabii eğer rotamızda yurt dışına çıkmak da varsa, pasaport ve schengen vizelerinizin geçerli sürelerinin seyrinizin tarihlerini kapsadığından emin olunuz efendim.

 

“Sabah 08:00`de gelin dediniz ama çok erken, malum biz tatildeyiz, öğlen gibi gelsek olur mu ? Tatilde alışverişi abartmışız, tekneye koysak dönüşte alsak ne dersiniz ? Tekneye giderken bizi de alsanıza!. Burası çok güzel yarın gitsek olmaz mı ?”

 

“İşin içine deniz ve tekne girdiyse, adı tatil de olsa öyle keyfe keder  kararlar alamazsın emin ol, en iyisi sana söylenen vakitte hazır ol.”

 

Tekneye misafir olarak gidilecekse ilk buluşma saatinden karaya dönünceye kadar planlanan tüm programlara vaktinde hazır vaziyette katılmak adabı muaşerettendir. Dahası, planlar her an değişebilir, sebebi ise ne kaptan, ne keyfi ne de kahyasıdır. Son sözü Poseidon söyler, Kaptan da gereğini yapar.

 

Unutmayın ki tatilde olan sizsiniz, tatile gittiğiniz yer ise her şey dahil bir otel değil, arkadaşlarınızın denizdeki evidir, yelkenli tekne 7/24 yan gelip yatma yeri de değildir. Dolayısıyla, şoförünüz, bellboyunuz, kişisel danışmanınız, evrak muameleciniz, housekeeperınız  kendinizsiniz.

 

“Ay bu şampuan saçlarımı kuru kuru yaptı ! Fazla diş fırçan var mı ? Törpünü verir misin ? Güneş yağın var mı ?”

 

“Saç ve cilt  bakım ürünlerimiz banyoda, spa merkezimiz sancak kıç kamarada, manikür-pedikür Çarşamba günleri saat dokuzda

 

Tekne demek süper market veya güzellik bakım merkezi demek değildir. Şampuan, saç kremi , sabun , duş jeli , diş macunu, el kremi vb. ihtiyaçları misafirlerimiz için de mümkün mertebe teknede bulundursak da, su ve hava değişimi nedeniyle özellikle hanımefendiler kendi özel ürünlerini kullanmak isteyebilirler. O halde yanlarında getirmeleri uygun olacaktır. Tırnağınız kırılırsa kişisel bakım malzemeleri ortak kullanıma kapalıdır :) Bu nedenle cımbız, törpü, tırnak makası, tarak vb. mutlaka yanınızda olsun. Makyaj çantanızı hazırlarken dudaklarınızı rüzgardan korumak için yanınıza koruyucu bir lipstick almanız naçizane tavsiye olunur. Saçınızı kurutmak için makine verebilirim, ancak teknede maşalı fönlü işleri pas geçerim. Parfüm, deodorant tekneye misafir giderken yanınıza almanız güzel olur, açık havada olsanız da ter üstüne sürülünce her yere yayılır, öncesinde bir duş almak iyi olur. Hijyenik ped modelini de kişiye özel tutturamam, bakımsız el ve ayakları teknede görmeye katlanamam.

 

“Güneş gözlüğün çok güzel seyirde benim olsun ! Yakın gözlüğümü unutmuşum sen miyop musun ? Şapkamı uçurdum denize, bandananı versene !.”

 

“Gözlüğüm senin güneş yağına niye bulansın, parfümünün kokusu saç bandımda ne arasın, bence haftada bir gün denizde incik boncuk pazarı kurulsun.”

 

Yakın olsun uzak olsun numaralı gözlükler, lens ve solüsyonları, güneş gözlükleri çantaya atılmalı. Şapka, bandana, takı, toka, şal sizin tercihiniz ancak en azından yanınıza bir şapka mutlaka almalı.

 

“Dünkü havlum tuzlandı, bana bir tane daha versene !, Çarşafımı sevmedim diğerini örtsene !”

 

“Tüm fantastik beklentileriniz için aradığınız housekeeper teknemizde bulunmamaktadır. Lütfen başka bir teknede şansınızı deneyiniz.”

 

Havlu desteğinde bulunabiliriz ancak tekneyi bir otel gibi düşünmeyiniz, havlularımızın yeri de sayısı da sınırsız değil; dolayısıyla deniz havlusu, banyo havlusu, saç havlusu, yüz havlusu, duş çıkışı havlusu, mayomun suyunu çeksin havlusu, yastığı, yorganı, nevresimi, çarşafı diye düşünürsek ve misafir sayısıyla çarparsak bu işin içinden çıkamayız. İnce ve çabuk kuruyan mikrofiber havlular işinizi kolaylaştırır, yatılı kalacaksanız bir yastık kılıfı, çarşaf ve ince bir pikenizi de lütfen çantanıza ilave etmeyi unutmayınız.

 

“Aaa seninki type-c girişliymiş !, Yaaa ben şarj kablomu evde unuttum. Öfff sd kartım dolmuş.”

 

“Gülümseyin Kodakla!. Daha demir almadan şakır şakır çektin tabii fotoğrafları, doldurdun kartını. Kablo dediğin de lüks karışık kuruyemiş, seyre çıkmadan kiloyla alıyoruz her zevke göre sunuyoruz.”

 

Cep telefonu, kulaklık, müzik dinlediğiniz cihazınız, ipadiniz, iqosunuz, saatiniz, fotoğraf makineniz, sd kartlarınız ve şarj ettiğiniz ne varsa, aslında hepsini bırakıp gelebilseniz de yanınıza sadece bir kitap alsanız, asıl o zaman teknede olmanın; denizin, doğanın tadını çıkarırsınız. Ben onlar olmadan yaşayamam diyorsanız tüm bu şeyleri ve kablolarını ve hafıza kartlarını ve aksesuarlarını ve kılıflarını ve ve ve ve  almayı unutmayınız.

 

“İpek şalım buruşmuş, teknede ütün var mı ?. Pul payetim dökülmüş terzi buralarda mı ? Yaz diye geldik, bu rüzgar nereden çıktı ?, Don atlet kahvaltıya otursak olmaz mı ?”

 

“Terzi Fikri 2 koy sonra, dikiş makinesi hazırda bekliyor. Denizin üstünde, yelkenli teknede rüzgar ne münasebetle esiyor !? Miço anca vinçle valizleri tekneye çekiyor.”

 

Moda kendine yakışanı giymek olabilir ancak yelkenli bir tekneye gelirken sadece ihtiyaç kadarını yanında getirmektir :). Konuklar genelde yaz aylarında tekneye gelmeyi sevdiğinden; en az iki mayo, şort, t-shirt, serinlik olursa giymek için bir pullover, gayet tabi pijamanız, iç çamaşırlarınız, üşüyen ayaklar için çorabınız, elbette akşam yemeklerine daha şık eşlik edebileceğiniz yazlık veya mevsimine göre cicileriniz. Hanımefendilerin sonsuz seçeneği olmakla beraber, tekne ve servis botunda ve hatta marina ortamlarında topuklu ayakkabıların kesinlikle uygun olmadığını, uçuşan kaçışan elbiselerin teknede, özellikle seyir esnasında güvenlik açısından tehlike yaratabileceğini, hele ki yelkenlievim`de temizlik, sadelik ve güleryüzün en güzel şıklık olarak kabul edileceğini bilmenizi isteriz. Pabuçlarla ilgili yapılması gereken; yine mevsimine göre güvenliğiniz için güvertede giymek üzere (karada giymeyeceğiniz) tabanı beyaz lastikten spor ayakkabı veya iz leke bırakmayan lastik deniz ayakkabılarını tercih etmelisiniz veya çok tavsiye olunmasa da çıplak ayakla teknede dolaşabilirsiniz, seyir esnasında ayak parmaklarınızı bir yere çarparsanız, 30 derece yatmış vaziyette seyir halindeyken, mutfaktan buz getirmeyi garanti edemeyiz:). Flipflop terlikleriniz veya sandaletlerinizi karaya çıkarken giymek üzere yanınıza alabilirsiniz.

 

Tüm bu eşyalarınızın adetlerini sınırlı sayıda tutar ve giyimlerinizi birbirine uyumlu ve çok amaçlı kullanabildiklerinizden seçerseniz, dar alanda hem siz rahat edersiniz, hem de teknede lüzumsuz ağırlık, karışıklık ve aksiliğe sebep olmazsınız. Katlanabilir bir çanta kullanmak doğru tercih olacaktır. Tekerlekli ve sert valizle hiçbir tekneye gitmeyiniz. Karaya çıkarken de kullanabileceğiniz mümkünse su geçirmez küçük bir çantanın size müthiş faydası olacaktır.

 

Tekne bohçanız usulünce hazırsa artık tekneye misafir olmak için hazırsınız demektir. Yalnız bir eksikle:). Adettendir ki tekneye bir hediye ile gelinir. Hediye derken Paşabahçe`den alınmış vazodan bahsetmiyorum; içki olur, börek-çörek olur, zeytinyağlı fasulye olur, bunlar düşünülmüş inceliklerdir, ev sahibini tebessüm ettirir. Altın gününe gidercesine borcamda dolma getirmek ise teknede tehlikeli ve yasaktır. En iyisi ıslak mamaları plastik kutuda, kuru mamaları folyoya sarıp getiriniz, teknede biz onların güvenliğini memnuniyetle sağlarız.

 

Tekneye misafir olma mevzusu teoride uzun uzun anlatılacak, pratikte ise kısacık bir konu. Tekne ama hangi tekne ? Yelkenli mi motoryat mı ? Ne büyüklükte bir tekne, kaç kişi olacaksınız ? Kaç gün kalacaksınız ? Hangi mevsim gideceksiniz ? Nasıl bir rotanız var ? Karada mı teknede mi daha çok vakit geçireceksiniz ? Gibi uzayıp giden soruların cevaplarını biliyor olmak hem sizi hem de tekneyi keyifli ve güvenli seyre uygun hale getirir,  bu bilgileri edinmek için de hazırlanırken önce tekne sahiplerine sormakta her zaman fayda vardır.

 

Özetle 😊;

Tekneye misafir olurken mutlaka geldiğiniz yerde bırakmanız gerekenler :

Kapris, naz, tembellik, asık surat, memnuniyetsizlik, telaş, panik ve gerginlik..

 

Tekneye misafir olurken çantanıza mutlaka almanız gerekenler:

Güleryüz, samimiyet, çalışkanlık, takım ruhu, neşe, keyif, uyum ve sakinlik..

 

Denizin altında, üstünde, yanında, yakınında olmanız dileğiyle..

Yelkenlievim ⛵

 

 

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

“Beynelmilel Ehliyet !”

Mykonos Makarnası !

Teknede Tuvalet !

Baş Üstünde Kadınlar !